Bizim milletimiz derin bir geçmişe sahiptir. Bu düşünce bizi elbette altı, yedi asırlık Osmanlı Türklüğünden Selçuk Türklerine ve ondan evvel bu devirlerin her birine eşit olan büyük Türk devletine kavuşturur.
İşte bu düşünce, Türk milletinin varoluşundan sonsuza kadar yaşayacağına olan inancın ifadesidir. Gerçekten de Türkler, tarihin en eski devirlerinden itibaren millet ve devlet olarak varolmuşlar ve insanlığa pek çok medenî katkılarda bulunmuşlardır.
Tarihte bazı toplumların, belki de bir defa yaşadıkları ihtişam çağını, Türkler defalarca yaşamışlardır; bu millî hayatiyet, Türkleri millet ve devlet olarak ebedî kılmıştır.
Türkler, tarihte dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği zamanlarda bile varlığını sürdürmeye hayatiyetini göstermiş, ilini ve töresini korumuştur. Bu devamlılık şuuruna sahip toplumlar tarihleriyle geçmişe, ülküleri ve ümitleriyle bağlıdırlar; bu sebeple, Türk çocuğu ecdâdını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.