Son dönemlerde uluslararası ilişkilerdeki yoğunluk, oldukça dikkat çekici. Öngörülemeyen, ani, neden ve nasıl olduğunu pek anlayamadığımız gelişmeler olmakta ve bu gelişmeler çoğu zaman başka gelişmeleri de tetiklemekte. Sisteme hâkim olan gücün artık rakipsiz olmadığı, yeni aktörlerin sisteme daha etkili ve güçlü olarak katıldığı, bu aktörlerin de benzer çıkarları hedeflediğini ve tüm bunların sistemdeki gelişmelerin temel sebebini oluşturduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Hâkim güç, bu durumda daha da sertleşmekte; bu sertleşme, bir yandan karşısındaki rakipleri keskinleştirirken, bir yandan da çatışma ortamı hazırlamakta. Bu savı, gelişmelerin sonucundan okuyarak desteklemek de mümkün. Zira tek kutuplu dünyanın büyük gücü, önce Afganistan´a daha sonra da Irak´a girmiş, aynı zamanda bahsedilen gelişmelere de sebebiyet vermiştir.